29 Ekim 2019 Salı

UNUTMAYIN SEVMEYENİ DE VAR


aromatik olan her besin gibi çok seveni de vardır nefret edeni de.
damak tadı gelişkin kişiler bu tür aromatik besinleri severken daha kapalı görüşlü, sadece karnını doyurmak için yiyenler ise sevmez, hatta bir sebzeye küfredecek kadar nefret eder.
aromatik besinlere örnek: küçükbaş hayvan bazlı ürünler (keçi-koyun eti, sütü ve süt ürünleri), her türlü sakatat, rokfor, konya küflü peyniri, dry aged et gibi fermente ve küflü gıdalar, kereviz-bamya-şevketibostan-trüf mantarı-yıldız anason-kişniş gibi alışılagelmişin dışında lezzete sahip et dışı gıdalar.
bunlardan hoşlanmayanlara her gün yağsız dana etini, yağsız kıymayı, patatesi, makarnayı, tavuğu temin et, mutlu mesut yaşarlar.
konu tamamen zevk meselesi olduğundan kimse haklı ya da haksız değil.

psoralen diye bir madde barındırır bu . dna'yı ve dokuları bozan ve insanlarda güneş ışığına aşırı hassasiyete neden olan bir zehirdir. ilginç tarafı bu madde sadece ışık altındayken aktif hale gelir.

bir kap kereviz çorbasını içtikten sonra solaryuma girmediğiniz sürece sorun olmayacaktır. pek çok kereviz toplayıcısındaki cilt problemlerinin sebebi de bu maddedir.

edit: ayrıca tansiyonu yükselttiğinden düşük tansiyonlular için faydalı, yüksek tansiyonlular için zararlı olabilmekte.

sapları, çok yüksek oranda lif ve az miktarda demir içerir; ama bu yoğun selüloz fiberleriyle demir emilimini oldukça azaltır. hatta kahve, çay, kola ve antiasit gibi çok bilindik popstar maddelerin yanında "yüksek selülozlu gıdalar(kereviz sapı) demir alımını azaltır" şeklinde boy göstermeye başlamıştır:

ayıkladıktan sonra farkettim ki eli turuncuya boyuyormuş. zaten sevmezdim iyice nefret ettim.

çöp.

o kadar luzumsuz bir sebzedir ki; kereviz corbasi yaparken harcadiginiz enerji, o corbanin size verecegi enerjiden daha fazladir.

bütün annelerin sözlesmiscesine, patates süsü vermeye calistigi sebze. 'çooocuum patates o, patates. hadi aç bakiim agzini' seklinde yedirilmeye calisilir. hah. patatesmis. hangi iklim sartlarinda yahu. ben bilmiyo muyum patatesin tadini. düpedüz baska bisey iste bu. aci desen diil. eksi desen diil. lakin herseye ragmen saygi duydugum, önünde hürmetle egildigim sebzelerin basinda gelir. zira tek bir kereviz tanesine, bir tarla dolusu patates ekleseniz dahi tadindan asla ödün vermez. aksine patatesi de kendine benzetir. böyle tavizsiz, celik iradeli bi bitkidir kendisi. takdir ediyoruz.

kuchuk chocuklara ceza olarak yedirilen sebze.
bi de salaklara takilan genel ad.

suyunun zayiflattigi solenir. bilmem ise yarar mi
pazar dergilerinde yazardi eskiden
igrenc kokulu, yemedigim tek sebze

sadece salatasi yenir, mayonezli yogurtlu cevizli sarimsakli bisi yapilir, anca oyle agza konmaya deger bi sekil aliyo meret

kokusunu 100 metre öteden alabildiğim, göz teması haline girdiğim anda da kustuğum tanrının cezası bir musibet.

klasik olarak, tadi kotu olarak bilindigi icin, binbir mevzuya faydali oldugu iddia edilen sebze, meyve, bitki, her ne ise i$te...

"bahçelerde kereviz; hoppa ninna,
biz kereviz yemeyiz; hoppa ninna,
kerevizi yiyenler; hoppa ninna,
falan filan gibi eşşekler; hoppa ninna."
şeklindeki tezahürata mal olmuş güzide sebze.

bazi memleketlerde kokunu degil, sadece odunlasmis sapini bulabileceginiz sebzedir. katur kutur yenir, ah bir de koku olsaydi denir.

sevemediğim yiyeceklerin başında gelir.

kokusuyla insani evden püskürtmek için pisirilen sebze.

her ne kadar bi çok hastalığa yok efem şişmalığa iyi geldiği söylense de yenilebilitesi çoook çok düşük olan sebze kılıklı, ne idüğü belirsiz yeşil bitki..

karnıbahardan sonra ki yiyecek kisvesindeki en büyük eziyettir insanlığa. kötü kokar ve lezzet kavramından çok uzaktadır.

mezarlıklarda da yetiştiğinden mezarotu da denirmiş buna.

rahmetli anneannemin "ölü otu gibi kokuyor" diyerek yemediği sebze. ben de dayanamıyorum kokusuna maalesef, sadece içinde pişen patatesleri* yiyebiliyorum.

kokusu psikolojik bunalıma da yol açabiliyor.
dipnot: kokusunu duyduğumda 1200'lü yılların almanyası'nda, içinden gök yüzünün dahi zor gözükebileceği kadar gür bir ormanda, ellerim ve ayaklarım bağlanmış olarak canlı canlı toprağa gömülüyormuşum hissine kapıldığımı söyleyebilirim. hani içi bayılır ya insanın, onun da ötesinde, iç ölmesi, için canlı canlı gömülmesi

kereviz; yerken aldığınız kaloriden , fazlasını tükettiğiniz, faydalı olduğu iddia edilen sebzedir. genelde çocuklara ceza olarakta yedirtilir ( sanırım çocuk yerken yorulup bitkin düşsün diye)

kendimi bildim bileli hiç sevmediğim,sevemediğim ve sevmeyeceğimi düşündüğüm kokusu insanın evden uzaklaşmasına sebebiyet veren tadı mide bulandıran, itici sebze türü..

pişerkenki kokusundan tiksindiğim, çocukluk kabusum canlı.

acliktan midesi yapismis bir sahsin, kendini kirlara bayirlara vurmasini takiben tesadufi bir sekilde bulup, acligin da vermis oldugu gaflet ile pisirip biz gelecek nesillere besleyici, bol vitaminli, lezzetli ve kan yapici gibi sacma gerekcelerle kaktirdigina inandigim sebze.

annelerin neden inatla makarnanin icine soktuklarini ancak;
a: cocuklar makarna sever
b: cocuklar kerevizden nefret eder
c: o zaman igrenc kerevizi muhtesem makarnaya katarsak enayi cocuklar afiyetle yer
önermeleriyle aciklayabildigim sebzemsi
olmaz öyle sey yahu ne isi var kerevizin makarnada. evlerden uzak hatta

19 yıl boyunca yemediğim besinimsi. derken bir gün sevdiceğin ellerimle yediricem gazına gelinir ve tadına bakılır. sonuc tabi ki hüsran.. hatır için çiğ tavuk falan da yenmez yani, yemeyin bu lafları.. bi yemek bu kadar mı gereksiz olur, ağız tadını bu kadar mı bozar. hala yememiş olanlar, kesinlikle doğru yoldasınız hem o kadar güzelim sebze varken ne gerek var ki kerevize..

doğru formülü hala bulunamadığından, sürekli çeşitli varyasyonları üretilen başarısız sebze. işe gireli 3 ay oluyor, ve her iki haftada bir kereviz. emprovize kereviz. hammadde kötü olunca, sonuçlar da isabetli olmuyor. neyin ısrarı anlamıyorum. kokusu da hoşuma gitmiyor. ama çok sağlıklı olan herhangi bir şey gibi lezzetten fersahlarca uzak olan bu sebzeyi, doğru yöntemle terbiye ettiğimiz zaman yeni bir çağ başlayacak ondan eminim. pazartesi sendromu bile olmayacak.

hayatımda bir kez yediğim sebze. o gün farkettim ki, sulu yemeğin içinde fena halde patatese benzemekte. tabi doğranma şekli de önemli. tencerenin kapağını kaldırdığımda, yeni pişmiş olan kaynar sulu yemeği görünce, üstündekileri de patates sanınca, açlıktan olsa gerek bir tane ağzıma atayım dedim, zorla. ancak ben renginden şüphelenmiştim zaten. hiç de patatese benzemiyordu rengi. daha şeffafımsıydı sanki. ağzıma attım. tadı zaten bir garipti. çiğnemeye başladım, iyicene garipleşti tadı. "ulan bu nasıl patates be?" diye sordum kendime. akşam annem gelince öğrendim ki, patates değil kerevizmiş. o gün hayatımda bir ilki denediğim gündür. ayrıca her şeye faydalı olduğu da iddia edilir. ben faydalı şeyler kullanmadığım için bilmiyorum, doğruluğunu.

yedikten sonra, yıllarca pırasaya haksızlık yaptığımı düşündüğüm,kokusu da tadı da berbat sebze.

süper bir tarifini biliyorum. bamyalı kereviz.
normal kereviz yemeği yaparcasına kerevizleri tencereye atıyorsunuz, sonra evde varsa bamya da koyuyorsunuz tencereye. isteğe bağlı olarak herhangi bir sebze de börülce falan eklenebilir. sonracıma tencereyi içindekilerle birlikte çöpe atıp dominostan pizza söylüyorsunuz, afiyet olsun.

her gördüğümde patates taklidi yaparak prim kazanmaya çalışıyor. yer miyim lan ben bunları. iki dakika adam ol lan.

pişerken kokusuna dahi katlanamadığım tek yiyecek. duramıyorum evde. kime sorsam bayılıyor bide buna nedendir bilmem. salatısı, çiğ ve kokusuz olduğundan biraz daha katlanılabilir lakin yine de uzak durmayı tercih ediyorum.

patatesle birlikte yemeği yapıldığı zaman görüntü olarak patatese benzemesi sebebiyle patates zannedilip ağza alınan ancak sonra pişman olunan sebze. ben sevemedim yani.

bir kerevize iki saat durmaksızın bakan bir insan delirir. tepesinden yeşil yapraklar çikan soluk benizli bir ölü gibidir kereviz. kökleri tuhaf bir yaratığın kolları gibi uzanır, dallanır, birbirine karışır, hangi kökün nerede bitip nerede başladığını bilemezsin. eline alsan, nemi canlı bir böceğin nefesi gibi bulaşır ellerine. iyi ile kötüyü aynı anda taşıyamayan bir şizofren kadar tuhaftır kereviz, saf kötülük ya da saf iyilik gibidir. tek başına işe yaramaz. nefret bile uyandırmaz. sinsi sinsi delirtir insanı kereviz. şimdi mutfakta gördüm uykum kaçtı, asabım bozuldu, ondan yazıyorum.
kerevizde korkunç bir yan var kabul edin. oysa patates öyle mi. canım patates..

mesela erkek olarak yaratılacağına kereviz olsaydı ve benden başka kimse sevmeseydi onu.

havucun kankası. yalnız doğrarken elleri çok pis kokutuyor. tava tencere yıkadım, sanki hala kokuyor. seni ben ellerimi ovasın diye mi aldım limon!

tarım ile, çiftçilik ile ilgili bir birimde karar mercii olsam yetiştirilmesini yasaklayacağım çok hücreli. şunun yerine patatesi, domates vb... yetiştirilse çok daha makbul, çok daha yararlı yemin ediyorum.
kereviz ne la !!!

karistirilan sebzedir. uni.deyken ev arkadasimla cok heveslenip biraz da ekonomi yapalim diye pazara cikmistik. ben hicbir seyi dogru duzgun bilmiyordum o zamanlar. o patatesin taze olup olmadigini bile anlardi. o zaman cok sasirmistim buna ama anladim ki bunu anlamak hic de zor degilmis. neyse ciktik pazara.dolaniyoruz. ben bir sey gordum ve sordum bu nedir die. o da havali bir sekilde ayy onu da mi bilmiyorsun bakisi atarak enginar dedi. tabi bunu der demez esnaf amcam bi kahkaha patlatti. noluyoruz lan olduk. ama adam nasil mutlu. ney abla neyy o die bagiriyor arkamizdan. ben tabi arkadasa bakiyorum bi aciklama yapsin die. ama onun da giki cikmiyor. amcam arkamizdan bagirmaya basladi tabi bol kahkahalarla.
kerevize gel abla kerevizeee...
kerevizle tanismisligim o gun oldu sanirim. o zamana kadar nerde yasadigim ve nasil yasadigim da tartisilir.

kerevizle ilgili en güzel yorum, işler güçler dizisinin 26 şubat'taki bölümünde yapılmıştır: kereviz sadece yediğin zaman ölmediğin için gıda muamelesi görüyor...
son dönemlerde karaciğer dostu ilan edilse de; buradan açıkca ilan ediyorum ki değil dostum olmak benimle uzaktan yakından bir tanışıklığı yoktur, tanımam etmem, ahbaplığım olmadığı gibi tanışıklığım da yoktur.

hatanın sebze halidir.

sinoplular'ın sevmediği, ama sağlık manyağı sinoplu annelerin zorla yedirmeye çalıştığı sebze. türküsü bile yakılmıştır (bkz: tini mini hanım

çöllerde, dağlarda falan günlerce aç susuz kalsam, artık açlıktan kolumu kaldıracak halim kalmasa ve bu durumda bir tabak kereviz yemeği karşıma çıksa, o zaman bile ancak hayatta kalacak kadarını yiyebileceğim korkunç kokulu sebze. böyle bir koku olamaz ya. o koku burnuma geldiği saniye başım ağrımaya, midem bulanmaya başlıyor. yemek seçen bir adam da değilim ama kerevizi bırak yemeyi, yapıldığı gün evde bile duramıyorum.

besin değeri suntayla aynı olan, sebzelerin yüz karası.

sene olmuş 2013, çevremde hala bunu yiyenler var. annemi ikna ettim yapmıyor artık. yediremeyeceğini anlayınca pes etti kadıncağız. kereviz yemeği için jübilesini yapalı yıllar oldu. arada sırada duygulanıyor, o eskiden yaptığı kerevizlerden bahsedip nabız yokluyor ama yemezler. hayat şimdi kerevizsiz daha güzel.

enginar diye bir şey var, yemeyen bir insan değilim. hatta brokoliyi bile kabul edebilirim ama kereviz nedir arkadaş? kerevizi çok severim diyen insana her zaman şüpheyle yaklaşırım

sevmediğim tek sebze.

en başta isminden kaybeden sebze. kereviz ne lan?

sırf yiyip de ölmediğin için gıda muamelesi gören sebze çeşididir.

kotu kokusu ve pis tadi yuzunden hic sevmedigim, kendisinin de aslinda ne mal oldugunu bildigi ve o nedenle patates kamuflajina burunerek sinsi sinsi kendini yedirmeye calisan, serefsiz sebze.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KEREVİZİN CİLDİMİZE FAYDALARI

KEREVİZİN CİLDİMİZE FAYDALARI Anti-aging etkili Kereviz, içeriğinde serbest radikallerin sebep olduğu zararlara karşı korumaya yardı...